Yerel Yönetimlerde Katılımcılık ve Toplumsal İletişim
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Katılımcı Bütçe Uygulaması Örneği, 2023 Yılı
Gizem Aykanat Ceviz
Yerel yönetimler, yurttaşların evlerinden çıktıkları anda karşılaştıkları dış dünyadaki tüm pratiklerin organizasyonunu ve bu pratikler yerine getirilirken karşılaşılan en temel sorunlara çözüm üreten, yurttaşlara en yakın kamu birimleridir. Yerel yönetimlerin ülkede yaşanan ekonomik değişimler, kentleşme, bölgesel eşitsizlik, artan demokrasi talebi ve sivil toplumun ortaya çıkışı gibi içsel etkenler ve küreselleşme, çevre ve iklim sorunları, yoksulluğun küreselleşmesi gibi dışsal etkenler ile birlikte bir reform sürecine girdiği görülmektedir (Toksöz ve Ark., 2009). 1980 öncesi yıllarda yerel yönetimler özelinde belediyelerin kentleşme ile ilgili sorunları daha çok artan göç ile birlikte gelen gecekondulaşma, çarpık yerleşim ve altyapı sorunları üzerine odaklanırken 2005 yılında yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanunu[1] ile birlikte belediyelerin yetki alanları genişletilmiş, eğitim hizmetlerinin sunulması, bayındırlık, sosyal hayata katkı, sosyal hizmetler, çevresel sorunlar, ulaştırma gibi alt başlıklar belediyelerin görev ve sorumlulukları arasına eklenmiştir. Böylelikle belediyeler sadece alt yapı çalışmaları ve yol bakım gibi sorumluluklardan daha geniş bir yelpazede hizmet vermeye başlamışlardır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 2021 yılında hayata geçirdiği Katılımcı Bütçe Uygulaması da bu geniş yelpazenin içerisinde somut bir örnek olarak sunulabilir.
Günümüzde belediyelerin yaptıkları çalışmalara bakıldığında hak temelli çalışmaların da yürütüldüğü, bireylerin sosyo ekonomik, kültürel, eğitsel vb. birçok alanda yaşantılarına katkı sağlamaya dönük politikalar ürettikleri görülmektedir. Dolayısıyla belediyeler yurttaşların günlük hayatlarının düzenlenmesinde de önemli bir rol oynamaktadır. Buradan hareketle yurttaşların da bu hayatın düzenlenmesine belirli katılım mekanizmaları ile dahil olarak kentteki yaşam alanlarının iyileştirilmesi ve karşılaşılan sorunların çözümü noktasında söz sahibi olmaları önemlidir. 5393 Sayılı Belediye Kanunu Madde 13’e göre; “Herkes ikamet ettiği beldenin hemşehrisidir. Hemşehrilerin, belediye karar ve hizmetlerine katılma, belediye faaliyetleri hakkında bilgilenme ve belediye idaresinin yardımlarından yararlanma hakları vardır.” Kanunlar ile açık bir biçimde tanımlanmış olan kenti birlikte yönetme hakkından kentte yaşayan yurttaşlardan kaçının haberdar olduğu bu noktada sorulması gereken önemli bir sorudur. Yurttaşların, yerelin yönetiminden yani kendi yönetimlerinden anladıkları sadece yönetenleri seçmek ve sonrasında seçilenlerden hizmet beklemekle sınırlı olmamalıdır. Lefebvre’nin kent hakkını “bilgi edinme hakkını, çeşitli hizmetleri kullanma hakkını, kullanıcıların kentsel alandaki aktivitelerinin mekanı ve zamanına dair fikirlerini duyurabilme hakkını, aynı zamanda kent merkezini kullanabilme hakkını da kapsar” şeklinde tanımlamıştır (Brenner ve Ark, 2014: 55). Brenner ve arkadaşları buradan hareketle bu hakka kimlerin sahip olduğunu, kentin yönetiminde belirli grupların bu hakkı kullanabiliyorken cinsiyet, sınıf, statü ve etnik kimlik gibi kategoriler üzerinden bazı grupların ise bu haktan yararlanamadığı yönünde eleştirileri vardır. Oluşturulan katılımcı mekanizmalar (danışma noktaları, muhtarlıklar, Kent Konseyleri vb.) ile belediyelerin karar alma ve politika yapma süreçlerine yurttaşlar tarafından da katılım sağlandığı düşünülmektedir ancak burada toplumun tüm kesimlerinin eşit bir biçimde bu mekanizmalara ulaşamadığı da her zaman akılda tutulmalıdır. Aksi takdirde “herkes” için “yapıyoruz, sunuyoruz” şeklinde söylemlerin bazı durumlarda “herkes”i kapsamaması, tüm toplumsal grupların eşit bir şekilde hizmete erişememesi ve sözünün eşit bir biçimde temsil edilememesi gibi sonuçlara yol açabilir.
Türkiye’nin kentleşme sürecinde yerelleşmenin artması, yerinden yönetimin güçlendirilmesi ve sivil aktörlerin katılımının özendirilmesi gibi eğilimler belediyelerde demokratik katılımı sağlama yönünde yeni yöntemlerin geliştirilmesine yol açmıştır. Günümüzde belediyelerin çoğu sosyal belediyecilik, demokratik katılım ve birlikte yönetme anlayışı ile yurttaşların katılımını ve belediye hizmetlerini bu katılım ile şekillendirmeyi önemsemektedir. Örneğin; belediyelerde yoğunluklu başlatılan danışmanlık ve eğitim çalışmaları, vatandaşların da katılımını içeren plan ve politika yapım süreçlerinde düzenlenen atölye çalışmaları, belediyelerin vatandaşın doğrudan talebini ve şikayetini aldığı çözüm merkezleri gibi hizmetler bu bakışa somut örnekler olarak sunulabilir. Akay’ın da belirttiği gibi yerel düzeyde işleyen bir demokrasi alınan kararların en etkin ölçekte alınmasının sağlanması, yerel halkın karar alma mekanizmalarına aktif katılımı ve alınan kararların yine yerel halkın katılımı ile uygulanması ile mümkündür ve yerel yönetimler hem demokrasi kültürünün yerleşmesi hem de halkın denetim işlevini yerine getirebilmesi için ölçek olarak en uygun kamu idaresi birimleri olarak görülmektedir (2016: 4).
Tüm bu çerçeveden hareketle İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Katılımcı Bütçe- Bütçe Senin Uygulamasının katılımcılık ve kent hakkı bağlamında incelenmesi bu yazının temel konusudur. Katılımcı Bütçe Uygulaması; halkın yerel ölçekte doğrudan bütçe harcamaları ve öncelikleri ile ilgili kararlara aktif katılımı, şeffaflık, hesap verebilirlik ve kaynakların adil bir şekilde tahsis edilmesi gibi hususlar çerçevesinde şekillenen yeni bir yönetim anlayışı ile vatandaşların proje önerme ya da oy verme gibi çeşitli biçimlerle bütçenin tamamının ya da bir kısmının nasıl harcanacağına dair kararlara katıldığı bir süreçtir (Bkz: https://butcesenin.istanbul/). Katılımcı Bütçe Uygulaması İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Planlama Ajansı[2] ve İstanbul Kent Konseyi[3] iş birliği hayata geçirilen bir projedir. Katılımcı Bütçe Uygulaması dünyada Boston ve New York eyaletlerinde, Porto Alegre, Villa El Salvador, Seul, Ichikawa, Milano, Paris gibi şehirlerde uygulanırken Türkiye’de Bursa Büyükşehir Belediyesi, Çanakkale Belediyesi, Uşak İl Özel İdaresi, Fatsa Belediyesi, Muratpaşa Belediyesi, Nilüfer Belediyesi, Şişli Belediyesi gibi yerel yönetimlerde uygulandığı görülmüştür (Bütçem İstanbul Kitabı, Bkz: İstanbul Senin- Bütçe Senin Uygulaması içerisinde, 14–23).
Katılımcı Bütçe Uygulaması ile yurttaşların İstanbul özelinde istekleri, talepleri ve beklentileri daha profesyonel bir ortama taşınarak projelendirilmiştir. Yurttaşların fikirlerini ve önerilerini projeye dönüştürmek için İstanbul Kent Konseyi tarafından “Fikir Maratonları” düzenlenmekte, burada oluşturulan temalar etrafında katılımcılara bir fikrin nasıl projeye dönüştürüleceği hakkında teknik bilgiler sağlanmaktadır. Sürece dair bilgilendirmeler İstanbul Kent Konseyi web sitesi, sosyal medya hesapları, İBB’nin iletişim mecraları gibi yerlerden yapılmaktadır. Projenin adımlarına dair her sene için takvimlendirme yine web sitesi üzerinden paylaşılarak yurttaşlar yönlendirilmektedir.
Resim 1: Katılımcı Bütçe Proje Aşamaları Takvimlendirmesi, https://butcesenin.istanbul/
Başvurular 2021–2022 yılları için web sitesi üzerinden 2023 yılında ise İstanbul Senin uygulaması içerisinde geliştirilen Bütçe Senin kısmından yapılmıştır. Başvurular tamamlandıktan sonra projeler değerlendirilmek üzere belediyenin ilgili birimleri ile paylaşılarak Ön ve Teknik Değerlendirme Aşaması tamamlanmaktadır. Burada İBB mevzuatı ve belediye kanunu gereği yapılabilirliği ölçülen projelerden seçilenler oylanmak üzere İstanbullulara sunulmaktadır. Bu aşamada yine projelerin tüm İstanbullu tarafından değerlendirilmesini sağlamak için sosyal medya aracılığı ve sms yöntemi ile yurttaşlar bilgilendirilmektedir. Oylama sonuçlandığında “Seçilen Projeler”, Katılımcı Bütçe web sitesinde ve mobil uygulamasında kamuoyuyla paylaşılmaktadır. Bununla birlikte projesi seçilen yurttaşlara İBB ve İstanbul Kent Konseyi tarafından bilgilendirme yapılmaktadır. Süreçlerin tamamen şeffaf, hesap verilebilir, izlenebilir olduğu bu aşamaların her birinin kamuoyuyla paylaşılmasından anlaşılmaktadır. 2021 yılından bugüne devam eden İstanbul Büyükşehir Belediyesi Katılımcı Bütçe Uygulaması; karar mekanizmalarına dahil olma, bütçenin yurttaşın taleplerine göre şekillendirilmesi ve belediyenin hizmet sunma biçimine sağladığı katkı ile yerel yönetimlerde demokratik katılım ve toplumsal iletişim açısından iyi bir örnektir.
Kent hakkı ve katılımcılık bağlamında geliştirilen ve hayata geçirilen Katılımcı Bütçe Uygulaması; kadın, çocuk, engelli, genç, yaşlı, lgbti birey ayrım yapmaksızın tüm yurttaşların başvurusuna ve sonrasında oylamasına (seçime etkiye) açık olması bakımından oldukça önemlidir. Proje değerlendirmeleri başvuran kişilerin demografik bilgilerinden bağımsız olarak yapıldığından oldukça şeffaf ve güvenilir olduğu söylenebilir. Böylelikle Lefebvre’nin belirttiği kent hakkı kavramına, Harvey’in de yorumuyla bireylerin ortaklığı ve iletişimi ile kenti değiştirme ve böylece kendini değiştirme hakkına sahip olduklarının en güzel örneği karşımıza çıkar. Kazanan ve uygulamaya geçecek projeler İBB’nin projeyi yürüten birimleri tarafından düzenli aralıklarla takip edilmektedir. Ayrıca projenin hem yürütücü hem de savunuculuk kısmını üstlenen İstanbul Kent Konseyi tarafından yıllık İzleme ve Değerlendirme Raporları[4] ile projelerdeki ilerlemeler kamuoyu ile paylaşılmaktadır. Bu raporların kamuoyuna şeffaf bir biçimde paylaşılması elbette çok önemli olmakla birlikte yurttaşların daha kolay erişim sağladığı düşünülen mobil uygulama ve web sitesi üzerinden de düzenli aralıklarla paylaşılması, yurttaşların da hem kendi ilettikleri projelerin durumlarını takip etmelerini hem de seçilmiş tüm projelerle ilgili bilgi sahibi olmalarını da kolaylaştıracaktır. Bunun yanı sıra projelerin İBB’ye ulaştırılması noktasında kullanılan araçların toplumun tüm kesimlerine uygunluğunun denetlenmesi (örneğin; internet veya telefon kullanımının düşük olduğu gruplar), dönemsel olarak uygulamaya dair yurttaşlara yönelik memnuniyet anketleri düzenlenmesi uygulama içerisinde karşılaşılan zorluklara alternatifler üretme ve iyileştirmeler yapılmasını da kolaylaştıracaktır. Özetle “herkes” için Katılımcı Bütçe sloganının içerdiği “herkes” daha detaylıca incelenip içeremediği grupların da kent hakkı bağlamında katılımlarının sağlanması noktasında önlemlerin alınması gerekmektedir.
Sonuç olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesinin Katılımcı Bütçe Uygulaması yurttaşların sözünü yerel yönetime iletmesi, katılımcılığın ve birlikte yönetme sürecinin birlikte inşa edilmesi açısından önemli bir uygulamadır. İzlendiği üzere projenin üçüncü yılını doldurması, her sene için toplumsal olaylardan ve ortamdan kopuk olmayacak şekilde -6 Şubat depremi nedeniyle projenin bu sene afet teması ile duyurulara çıkması- sürdürülmesi ve yurttaşların da süreçleri takip ederek katılımlarını sağlaması bu projenin uygulamadaki başarının da bir göstergesidir. Yerel yönetimler için en güzel öğrenme yöntemlerinden biri olan birbirinden öğrenmenin özellikle bu tarz projelerde devreye girmesi, deneyimlerin paylaşımı ve yaşanan zorlukların bu deneyimler sayesinde aşılması hem Katılımcı Bütçe gibi demokratik katılımı artıran yöntemlerin yaygınlaşmasına hem de projelerin bu sayede geliştirilmesine imkan sağlayacaktır.
KAYNAKÇA
Akalın, N., Atar, G., Koç, L., Özgür, A.E., Toksöz, F. &Uluçay, Ö. (2009). Yerel Yönetim Sistemleri. İstanbul: Tesev Yayınları.
Akay, H. (2016). Yerel Yönetimlerde Katılımcı Mekanizmalar ve Süreçler.
Brenner, N., Marcuse, P. ve Mayer, M. (2014). Kâr için Değil Halk için: Eleştirel Kent Teorisi ve Kent Hakkı, Sel Yayıncılık: İstanbul.
Parlak, B ve Ökmen, M. (2016). Türkiye’de ve Dünya’da Yerel Yönetimler Teori ve Uygulama. Bursa: Ekin Yayınevi.
Elektronik Kaynaklar
https://ipa.istanbul/hakkinda/
İstanbul Kent Konseyi Çalışma Yönergesi, https://istanbulkentkonseyi.org.tr/1679-2/
İBB Bütçe Senin Uygulama Web Sitesi, çevrim içi: https://butcesenin.istanbul/, Erişim Tarihi: 1 Kasım 2023.
İBB Yerel Eşitlik Eylem Planı, çevrim içi: https://ibb.istanbul/BBImages/Slider/Image/yerel-esitlik-eylem-plani-tr.pdf, Erişim Tarihi: 1 Kasım 2023.
https://istanbulkentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2022/06/KB-izleme-degerlendirme-raporu.pdf.
5393 Sayılı Belediye Kanunu, Bkz: https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.5393.pdf
[1] 5393 Sayılı Belediye Kanunu, Bkz: https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.5393.pdf
[2] İstanbul Planlama Ajansı (İPA), İstanbul’un bilimsel çalışmalar ışığında, farklı disiplinlerden uzman, akademisyenlerin katkıları ve İstanbulluların katılımıyla planlanması için İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı olarak 2020 yılında kuruldu (Bkz: https://ipa.istanbul/hakkinda/).
[3] İstanbul Kent Konseyi, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 76. maddesi, 08.10.2006 tarihli ve 26313 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kent Konseyi Yönetmeliği uyarınca ve Türkiye Yerel Gündem 21 Programı ilkeleri doğrultusunda 18.10.2019 tarihinde yapılan ilk Genel Kurul toplantısından sonra oluşmuştur (Bkz: https://istanbulkentkonseyi.org.tr/1679-2/).
[4] 2022 Yılı ‘Bütçe Senin’ İzleme ve Değerlendirme Raporu, Bkz: https://istanbulkentkonseyi.org.tr/wp-content/uploads/2022/06/KB-izleme-degerlendirme-raporu.pdf.
Yazar Hakkında
Gizem Aykanat Ceviz, kamu kurumlarında sosyal hizmet alanında 9 yıllık deneyime sahip bir sosyologdur. Mesleki kariyeri boyunca toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarının kurumsal kültüre entegrasyonu ve Yerel Eşitlik Eylem Planları’nın hazırlanması ve raporlanması gibi konularda uzmanlık kazanmıştır. İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa’dan sosyal hizmetler alanında yüksek lisans derecesine (2019) ve Marmara Üniversitesi’nden İngilizce Sosyoloji lisans derecesine (2013) sahiptir. Halen, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde Genel Sosyoloji ve Metodoloji alanında doktora eğitimine devam etmektedir. Profesyonel geçmişinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Beylikdüzü Belediyesi’nde yerel eşitlik ve toplumsal cinsiyet eşitliği üzerine önemli roller üstlenmiştir. Ayrıca, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nda da sosyal inceleme ve raporlama konularında çalışmıştır. İngilizceyi iyi düzeyde bilmekte ve çeşitli bilgisayar programlarına hakimdir.