YEREL DÜZEYDE YÖNETİŞİM ÖRNEĞİ: ESKİŞEHİR KENT KONSEYİ GENÇLİK MECLİSİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA
Ecem Ünlütürk
YÖNETİŞİM YAKLAŞIMI VE KENT KONSEYLERİ
Yönetişim yaklaşımının tüm dünyada etkisini göstermesiyle gelişen yeni yönetim anlayışında, katılımcı demokratik vatandaşlık bilinci güçlenmiştir. Böylece, çok aktörlü yeni yaklaşımın gereği olarak politik karar alma süreçlerinde özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve alanında uzman bireyler de rol oynamaya başlamıştır. Yönetişim olgusu; Sivil Toplum Kuruluşlarının (STK) siyasi karar alma sürecindeki rolünün artışı, bu süreçlerdeki demokratikleşmenin sağlanması, yeni “aktif vatandaşlık” kavramı, “şeffaflık” ve “hesap verebilirlik” gibi olguları ön plana çıkarmaktadır (Özer, 2006: 63). Dahası bu yaklaşım, kendisini çok aktörlü ve yatay ilişkilere dayalı kural kontrollü ilişkilerin yeniden yorumlanması olarak görmekte ve ademi merkeziyetçilik, sivil toplum, demokrasi, katılım boyutlarının kesişiminde konumlanmaktadır (Belge, 1997: 28).
Yönetişim yaklaşımı; hükümet, özel sektör ve “üçüncü sektör” olarak adlandırılan STK’lar arasındaki karmaşık sistemlere, ortaklığa ve karşılıklı etkileşime odaklanmaktadır. Diğer bir ifadeyle, kamu kuruluşlarının STK’ları artık yeni bir ortak olarak görmesi gerektiği anlayışı etkisini artırmaktadır (Güzel, 2018: 22). Küreselleşme ile birlikte yönetişim yaklaşımı daha önemli hale gelmiştir. Çünkü özellikle Dünya Bankası, OECD ve IMF gibi uluslararası örgütler de bu yaklaşımın dünyaya yayılması için kendi üyelerine baskı yapmaktadırlar. Bu nedenle bu yaklaşımın dünyada daha yaygın hale gelmesine katkıda bulunmaktadırlar (Ayhan ve Önder, 2017). Diğer taraftan; uluslararası, ulusal ve yerel düzeylerde yönetişimi artırmak için birçok uluslararası toplantı yapılmıştır. Dolayısıyla, uluslararası platformlarda yönetişimin gerekliliği sürekli belirtilmektedir. Örneğin, 1992 yılının haziran ayında, Rio de Janerio kentinde “Yeryüzü Zirvesi” adıyla Birleşmiş Milletler tarafından bir çevre konferansı düzenlenmiştir. 179 ülkenin katılımıyla birlikte, binlerce resmi temsilcinin ve 35,000’in üzerinde STK temsilcisinin katılımıyla gerçekleşen Rio Konferansı’nda beş uluslararası belge kabul edilmiştir (Karasu vd., 2018: 60). Rio Konferansı’na katılan paydaşların çeşitliliği iyi bir yönetişimin uygulandığı güzel örneklerden biridir. Çünkü bu konferansta, katılımcı mekanizmaların ve süreçlerin kurum ve kuruluşlarca benimsenmesi sağlanmıştır.
Rio Konferansı’nın temel konusu “Gündem 21” isimli plandır. Gündem 21’in varlık nedeni yönetişim yaklaşımını gerçekleştirmektir. Örneğin; Rio Konferansı sonrası çevrenin korunması sadece hükümetlerin bir ödevi olmaktan çıkmıştır; STK’lar, kamu kurumları, yerel halk ve yurttaşlar için de görev halini almıştır (Bozlağan, 2010: 1023).
Gündem 21 Raporu’nda; tüm yerel yönetimlerin, sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasına yönelik ve yerelde katılımcılık mekanizmasını öngören “Yerel Gündem 21” girişimlerini başlatmaları ve uygulamaları kararı alınmıştır. Gündem 21 başlıklı Eylem Planı, yerel yönetimlere büyük bir misyon yükleyip ciddi görevler vererek Türkiye’de “Yerel Gündem 21” kavramını ortaya çıkarmıştır (Zeren, 2017: 9).
Türkiye’nin Yerel Gündem 21 ile tanışması İstanbul (1996)’da düzenlenen Birleşmiş Milletler Habitat-II “İnsan Yerleşimleri Konferansı” ile olmuştur (Karasu vd., 2018: 67). Habitat-II, Gündem 21’in etkin bir şekilde gerçekleştirilmesi için, iyi yönetişimi vurgulayarak yerel aktörlerin ve STK’ların katılımcılık ilkesine uygunluğunun altını çizmektedir (Emrealp, 2005: 23).
Katılımcı yapı ve süreçlerin vurgulandığı bu toplantılarda, en önemli katılımcı yapıların ‘Kent Konseyleri’ olduğu söylenebilir. Kent Konseyleri; merkezi yönetim, yerel yönetim, üniversite, özel sektör, meslek örgütleri ve sivil toplumu ortaklık temelinde buluşturan yerel yönetişim mekanizmaları olarak hayata geçirilmiştir (Bulut, 2013: 104). Ancak kent konseyleri, kuruluşlarının yasallaşmasından sonra kent yönetiminde, demokratik katılım pratikleri açısından tartışılmaktadır. Tartışmalardaki temel sorun; kent konseylerinin yerel yönetimleri katılımcı hale getirip getirmediğidir (Demir ve Yavaş, 2015: 58). Bu çalışma, kent konseylerinin etkinliğini değerlendirmesi ve yereldeki katılımcılığı göstermesi bakımından önem arz etmektedir. Şahin’in (2011) belirttiği gibi; kent konseylerinin yerelde “gerçek” katılımı sağlayıp sağlamadığı tartışmalıdır. Kent konseyleri mevzuatının, konseyleri “gölge belediye meclisi” biçiminde yapılandırması da kent konseylerinin “katılımcı bir pratikten çok temsili bir pratiğe” yakınlaşmasına neden olmaktadır. Kent konseylerinin belediye destekli oluşu, muhalif seslerin duyulmasına engel olabilmektedir. Bu yüzden, kent konseyleri yerel demokrasi açısından bir nimet olsa da; kent konseylerinin mevcut yerel iktidar yapılarının temelini destekleyen bir yapı haline geldiği görülmektedir (Şahin, 2011: 177).
Tüm bunlarla birlikte araştırmanın amacı, kent konseylerinin kuruluş felsefelerinden biri olan ‘katılımcılık’ ilkesinin gerçekleştirilip gerçekleştirilemediğini anlamaktır. Bu kapsamda bu çalışmada, “Kent konseylerinin yerel düzeydeki iyi yönetişime katkıları nelerdir?” temel araştırma sorusu incelenmektedir. Diğer bir ifadeyle, bu çalışmada kent konseylerinin iyi yönetişimin önemli unsurlarından olan katılım ilkesinin uygulanabilirliği, Eskişehir Kent Konseyi Gençlik Meclisi temsilcilerinin kent konseylerinin etkinliğine ve fonksiyonlarına dair bilgi ve algıları değerlendirilmiştir. Araştırma örneklemi olarak kent konseylerinin seçilmesinin nedeni bu konseylerin yerel düzeyde iyi yönetişimi destekleyecek şekilde örgütlenmelerinden kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla, bu çalışmada iyi yönetişim olgusu bağlamında kent konseylerinin çalışmaları incelenerek bu konseylerin yerel yönetimlerle ilişkileri analiz edilmiştir.
ARAŞTIRMA YÖNTEMİ VE KATILIMCI PROFİLİ
Araştırmada, nitel araştırma yöntemleri arasında sık kullanılan yarı yapılandırılmış anket yöntemi uygulanmıştır. Anketteki sorular, 4’lü likert ölçeğine göre (1: “Kesinlikle Katılıyorum”, 2: “Katılıyorum”, 3: “Katılmıyorum”, 4: “Kesinlikle Katılmıyorum”) yapılandırılmıştır. Araştırmada katılımcı sayısı 23 kişidir. Verilerin raporlanmasında, betimleyici analiz yaklaşımı kullanılmıştır. Bu tür analizde amaç bulguları, yorumlanmış ve düzenlenmiş biçimde sunmaktır (Akdemir, 2020).
Katılımcıların demografik bilgileri incelenecek olursa; Şekil 1’de de görüleceği üzere ankete katılan üyelerin %52,2’si erkek ve %47,8’i kadın olduğu için cinsiyet bakımından dengeli bir araştırma olduğu söylenebilir. Şekil 2’deki bilgilere göre katılımcıların büyük çoğunluğu “18–24” yaş aralığındadır. Bu yaş aralığındaki katılımcıların Şekil 3’te görüldüğü üzere büyük çoğunluğu üniversite öğrencisidir.
ARAŞTIRMA BULGULARI VE DEĞERLENDİRME
Şekil 4’te de görüleceği üzere anket araştırmasına katılan bu gençlik meclisi üyelerinin tamamı gençlerin siyasal etkinlikte bulunmalarını desteklemektedir. Diğer bir ifadeyle, bu bireylerin siyasal katılım doğrultusunda yaptıkları etkinliklerin karar alma süreçleri açısından öneme sahip olduğunu düşündüklerini söyleyebiliriz.
Şekil 5’te de görüldüğü gibi gençlik meclisi üyelerine göre kent konseylerinin fonksiyonlarında ve siyasal katılım açısından önemlerinin geniş kitleler tarafından anlaşılması noktasında sorunlar bulunmaktadır. Çünkü anket katılımcılarının %60,9’u arkadaş ortamları sayesinde gençlik meclisinin varlığından haberdar olmuşlardır. Katılımcıların hiçbiri kent konseylerinin kamusal alanda tanıtım faaliyetlerine denk gelmemiştir. Dolayısıyla, kent konseylerinin kamu açık alanlarda, yazılı ve görsel medyada çok fazla tanıtım yapması gerekmektedir. Özellikle, gençlerin çok kullandığı sosyal medyayı da kullanarak kamuya açık faaliyetlerde bulunmaları önem arz etmektedir.
Şekil 6’da görüldüğü gibi katılımcıların sadece %43,5’i gençlik meclisinde yaptıkları faaliyetlerin karar alma süreçlerine etki edip etmediğinin farkında olduklarını belirtmişlerdir. Diğer taraftan, katılımcıların %47’8 gibi büyük bir çoğunluğu karar alma süreçlerine nasıl katılacaklarını bilmediklerini ifade etmişlerdir.
Şekil 7’ye göre katılımcıların yaklaşık %43,5’i kent konseyinin işlevlerine dair bilgi sahibi olmadıklarını belirtmiştir. Gençlik meclisleri kent konseylerinin bünyesinde yer alsa da gençlerin kent konseylerinin işlevlerine yönelik bilgi düzeyleri artırılmalıdır.
Gençlik Meclisi’nin siyasal katılım ve yönetişim ilkelerine önem verdiği söylenebilir. Şekil 8’de görüldüğü gibi katılımcıların büyük çoğunluğu gençlik meclisi ile yerel karar alıcılar, sivil aktörler ve kamu kurumları arasında iletişimin bulunduğunu belirtmişlerdir.
Eskişehir Kent Konseyi Gençlik Meclisi’nin yerel düzeyde katılımcı bir yapı olarak önemsendiği söylenebilir. Gençlik meclisinin yerel düzeyde katılımı arttırmada etkin bir mekanizma olduğu yerel karar alıcılar tarafından da anlaşılmalıdır. Gençlik meclislerinin desteklenmesi ve geliştirilmesi gençlerin yerel düzeyde katılım potansiyelini artıracaktır.
Şekil 10’da görüldüğü üzere, kent konseyinde yapılan toplantılarda ve etkinliklerde gençlik meclisinin katılımcılığı vurgulanarak görünürlüğü ve bilinirliği de artırılabilir. Buna göre; gençlik meclisinin, Eskişehir Kent Konseyi içerisinde etkin yapı olduğu söylenebilir. Bu etkin yapının varlığı, kent konseyi bünyesindeki çalışma grupları ve meclislerin katılımcı yapıları açısından olumlu bir olgudur.
Katılımcılara göre %52,2 oranı ile yerel düzeyde karar alma süreçlerine katılımın önündeki en önemli engel “katılım algısındaki sorun” faktörüdür. Katılımcılar, “katılım” kavramının anlamının tam olarak bilinmediğini ve farklı yorumlarla tanımlandığını belirtmektedir. Yerel karar alıcıların, sivil toplum örgütlerinin, kamu kurumlarının yönetişim ilkesine uygun bir şekilde iş birliği yapması katılımın önündeki engelleri ortadan kaldırabilir. Örneğin, kent konseylerinin yerel yönetimlerle ve diğer STK’lar ile birlikte yerel halka katılım süreçlerini anlatması hem katılım algısındaki sorunları hem de bilgisizliği ve önyargıları ortadan kaldıracaktır. Ayrıca bu durum demokratik süreçlere katkı sunacaktır. Bireylerin katılım olgusunu sadece basit düzeyde ‘oy kullanmak’ gibi algılamasının önüne geçilecek ve sivil toplum alanı geliştirilecektir.
Katılımcıların %52,2’si gençlik meclisinin temel amacının “gençlerin siyasal hayata katılımını sağlamak” olduğunu belirtmiştir. Gençlerin katılım algısını ve kent konseyi bünyesindeki yerini görmek için bu yanıt önemlidir. Ayrıca gençlerin siyasi alanda etkin olma isteklerini göstermektedir. Bu doğrultuda, gençlik meclislerinde katılımı teşvik edecek aktivitelere ve bilgilendirmelere yer verilmelidir.
Sonuç olarak, araştırma bulgularına göre, kent konseylerinin bilinirliği artırılmalıdır. Böylece yerelde yönetişim ve katılım ilkelerine uygun olarak gelişecek yapılar artacaktır. Ayrıca katılım algısında sorunlar olduğu görülmektedir. Bireyler katılımı sadece, siyasal seçimlere katılım olarak algılamamalıdır. Özellikle yerel yönetimlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve kamu kurumlarının bu konuda çalışmalar yapması gerekmektedir. Aynı şekilde, kent konseylerinin yapısının ve işlevlerinin anlatılması katılım algısında da değişime neden olacaktır. Eskişehir kent konseyi gençlik meclisinin gelişimi için; tanıtım konusundaki eksikliklerin giderilmesi, meclis üyelerine kent konseyinin fonksiyonlarına dair eğitim verilmesi, yerel karar alıcıların politika üretiminde gençlik meclisinin faaliyetlerine önem vermesinin sağlanması ve meclis üyelerinin siyasal katılım konusunda bilgilendirilmesi yararlı olacaktır.
KAYNAKÇA
Akdemir, D. (2020). Yerel Demokrasi, Katılım ve Türkiye Kent Konseyleri Platformu. Karadeniz Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilimler Dergisi, 10(19), 35- 54.
Ayhan, E. ve Önder, M. (2017). Yeni Kamu Hizmeti Yaklaşımı: Yönetişime Açılan Bir Kapı. Gazi İktisat ve İşletme Dergisi, 3(2): 19–48.
Belge, M. (1997). Sivil Toplum Örgütleri: Merhaba Sivil Toplum, (Derleyen: Taciser Ulaş). İstanbul: Helsinki Yurttaşlar Derneği Yayını.
Bozlağan, R. (2010). Sürdürülebilir Gelişme Düşüncesinin Tarihsel Arka Planı. Journal of Social Policy Conferences, 1(50), 1011–1028.
Bulut, T. (2013). Şeffaf Katılımcı ve Etkin Kent Yönetimi İçin Kent Konseyleri. Bursa: Ekin Yayınevi.
Demir, K. A. ve Yavaş, H. (2015). Kent Konseyleri İle Yerinden Yönetilen Katılımcı Kent Yönetimleri: Yerel Yönetişim Kapsamında Bir Değerlendirme. Global Journal of Economics and Business Studies, 4(7), 49–62.
Emrealp, S. (2005). Türkiye Yerel Gündem 21 Programı El Kitabı. İstanbul: JUIA-EMME.
Güzel, İ.H. (2018). Belediyelerin Yerel Hizmet Üretiminde Sivil Toplum Kuruluşlarının Rolü. İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Anabilim Dalı, İstanbul.
Karasu, M., Çelik, L. ve Altıparmak, C. (2018). 100 Soruda Kent Konseyi. Ankara: Seçkin Yayıncılık.
Özer, M. A. (2006). Yönetişim Üzerine Notlar. Sayıştay Dergisi, 63, Ankara: Sayıştay Yayınları. 52–89.
Şahin, S. (2011). Kent Konseylerinin Katılımcı Kent Yönetimine Katkıları Üzerine Bir Değerlendirme: Ankara Örneği. Kent Konseyleri Sempozyumu Bildiriler Kitabı, Bursa: Bursa Kent Konseyi Yayını.
Zeren, E. (2017). “Kent Konseyleri: Dünyadaki Görünümü ve Türkiye Analizi” Ekin Yayınları, Bursa.
Yazarın Özgeçmişi
Ecem Ünlütürk; ilk, orta ve lise öğrenimini Balıkesir ve Eskişehir illerinde tamamladı. 2017 yılında Ankara Atılım Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’ne tam burslu olarak başladı. 2021 yılında bölümden dereceyle mezun oldu. Ekim 2021'de Anadolu Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi alanında tezli yüksek lisans eğitimine başladı ve yüksek lisansını 2023 yılında başarıyla tamamladı. Tezinde kentli haklarını ve kent konseylerini çalıştı. Lisans eğitimi sırasında Ankara Kent Konseyi Gençlik Meclisi etkinliklerine katıldı ve yönetim kurulunda yer aldı. Şu anda Odunpazarı Kent Konseyi İnsan Hakları çalışma grubu çalışmalarına ve Eskişehir Avrupa Birliği Derneği’nin projelerine aktif olarak katılmaktadır.